Volçan Voyvoda Belgesi, 1811-1876

Bu bölge Papaz iskelesi adı ile anılır. Deniz iskeleden çanak şeklinde görülür batı yöndedir, Bu iskelenin aslı çok eski devirlerden kalma olup gerçek iskele denizin içindedir. İskele burunludur. burada bir dere akar denize dökülür. İskelenin bir yakası kesme taş örgüdür denizin içine kadar gider. İskelenin arkasındaki tepede zeytin ağaçları vardır burası zeytinliktir. İskeleye yakın bir çeşme kuyu ağzı gibidir. Az bir su bu kuyudan taşarak denize akar. Adı papaz suyudur.

İskeleden yukarı ince bir yol çıkar bu yoldan çıkarsak kapalı mağara önünde Dikili taşımızı görürüz. Bu mağaraya papaz mağarası denir. bu iskeleye bu adı veren bu papazdır. İsmi samrhasna dır. Ortadaki dikili taşın altından bu mağaraya girmek, kapısından içeri girmekten daha kolaydır ve daha az vakit alır. Aşağısı değirmendir. Değirmen Samr hasna nın değirmeni ismi ile geçer. Samr hansa nın değirmeninin arkasında bir buçuk boy yükseklikte bir buçuk boy ara ile 3 adet delik olup kapalıdır. Üst sıvası delik ortasına vurularak kırılır. Orta delik kırılıp yol harçlığı ile şifreli kroki alınır. Bu kroki papazın mağarasının krokisidir. Kroki olmadan papazın mağarasının girişi bulunsa dahi içinde yol bulmak mümkün değildir.

Sene 1876 teşrin evvel ayında akçay deresine geldik. Bu dere içinden karaya çıkıp papazın mağarasında işlerimizi hallettikten sonra 31 saat kervanla yol aldık geldiğimiz muhitin adına kanç kütük beldesi denir. Bu beldede Ağ Pınarı namı ile anılan bir çeşme vardır. Bu pınara gelirde sırtımı pınara dayar karşıma bakarsam. Karşım sergen dik kayalıktır ve üzerinde bir istavroz işareti görürsün. Bu işarete tırmanıp işareti kırın. İçinde bir tane Sultan Mahmuda ait fındık altın vardır. Bu pınarın ıspatı bu tek altındır. Bölge bir kapalı çanak gibidir ve bir çok köy vardır.

Bu köyler şöyledir

Kırcali köyü: Bu köyün yakınında kirazlı yayla ismi ile anılan bir yer vardır. Kudret hamamları da denen kaplıcalar yine bu köye yakındır.

Dikmentepe köyü: Bu köyün 3 saat aşağısında Karahasan Köyü vardır. Ve Has köyle araları yarım saat çeker. Bu köyden tahtalı köyüne gitmek istersem yolum iki saat daha uzar. Tahtacı köyünün karşısıda ki düzlükte Monika Çiftliği ismi ile bilinen bir çiftlik vardır.

Yeniköy: Bu köyün diğer adı Hersek köyüdür ve karşısı Danagöz köyüdür. Bu köyler arasında bir köprü vardır. Köprüden ayrılan yolla 12 saat devam edersem Bağcıklı köyüne gelirim.

Biz bağcıklı köyüne devam ettik. Bu köye Alibey ismini verdik. Bu köyün halkı kendir eker ve pamuklu elbise giyerler. Kendi dokuma atölyeleri vardır. Sürekli beyaz dokur beyaz giyerler. Bu köyün etrafı büyük ormanlıktır. Ormanlar pelit ormanıdır. Toprağı kahverengi deve tüyü rengindedir. Diğer köylere benzemez. Bu köyde konakladığımız süre içinde sürekli dolaştık uygun yerler aradık. Ağ pınarına geri geldik. Burayı başlangıç noktamız olarak belirledik.

Horo Tepesi

Ağpınarın 300 adım mesafede taş döşeme bir yol büyük horo tepesine çıkar. Bu yol üzerinden devam edersek sol tarafımızda bir çeşme vardır. Bu çeşme burada ilk yaşayan insanlardan kalma olup üzerinde GAYDA resmi ve birde üzüm salkımı resmi vardır. Gayda resmini biz yaptık bu tepenin horo tepesi olduğunun ıspatıdır. Üzüm salkımı çeşmenin kendi resmidir. Bu çeşmenin arkasına dolanıpta bakarsak arkasında atıl duran bir taş görürüz. Bu taş kare kesme bir taştır. Bu taşın üzerine bir kemençe resmi yaptık. Horo tepesinin üzeri düzdür bir tarafında yarım boy yükseklikte taşlar olup asıl horo tepesinin işaretleri gömülüdür.

Bu işaretler koltuk taşları olup sayıları 38 adetti. Hilal şeklinde sıralanmıştır. Hilalin açık kısmına denk gelen yerde de tek bi taş vardır. Bunun rengi farklı olup bu taş horasandan kalıba dökmedir. Bu taşın oturduğu ana kayaya bakarsak yani taşı kaldırırsak siyah bir kaya üzerine oturduğunu görürüz. Bu kayayı bütün olarak yerinden sökün. Horo tepenin asıl mahseni buradadır. Bu taşların her biri işaretlidir. Her taşta bir çetenin işareti vardır.

Buradaki en kolay para 3 adet dikili taştadır. İkisi bir arada bir tanesi onlardan farklıdır. İkisi bir arada olandan sağ tarafta olanı kaldırın. Burada da bir ufak kemençe resmi boya ile yapılmıştır. Resim küçüktür. Resmi gördüğünüzde resmin kendini kırın bu taşın içi oyulmuş içine emanet konmuş ve üstü kapakla doğasına uydurulmuştur.

Pınara geri 300 adımla geliriz. Bu pınarın arkasında pınara sırtımızı verecek şekilde yürürsek bir gayda resmi daha buluruz. Bu ufak bir resimdir ve ana taş üzerindedir. Bu taşın arkasına dolanırsam taşa çıkmak için 3 basamaklı bir merdiven görürüm. Bu merdivenin en alt basamağının önünden kazıp basamağın altına doğru kasayı bulursam burada 150 okka çeken Napolyon altın parasını bulurum.

Kudret Hamamları

Kudret hamamları ise Kırcali köyüne yakındır. Bu hamama giden yol üzeri döşeme taştır. Bu taşlar üzerinde karaca ve köpek izleri yapılmıştır. Bu hamamın arkası büyük bir kayalıktır. Bu kayalıkta harici bir taş üzerine bir kadın elinde bir çocuk taşır hamama gider şekilde yapılmış kabartma bir resim vardır. Bu resim bizim tarafımızdan yapılmış ve parayı saklayan kasanın girişini saklamak için buraya konmuştur.Elindeki çocuğun kıç tarafından bu işareti kırarsanız eğer hiç zorlanmadan parayı alırsınız. Para 300 adet Osmanlı sarı lirasıdır.

Hamama geri gelirsek hamama sırtımızı verdiğimizde karşımızda gördüğümüz kaya üzerinde Osmanlıca 360 rakamını görürüz. Bu rakamın altında da karaca izleri vardır. Biz bu hamada 3 gün 3 gece konakladık. Bu bölgede ana kayadan oyulmuş bir değirmen vardır. Değirmen hiç çalışmamıştır. Yarım bırakılmış ve yapılmamıştır. Değirmene karşıdan bakınca solunda 9 basamak merdiveni görürsün. Birinci basamağı oyulurken çatlamış ve öyle bırakılmıştır. Basamaklardan çıkınca değirmene düz girilir.

Bu değirmenin domuzluk ayağının içine girer ve sağ duvara bakarsan civcivli tavuk işaretlerini görürsün. Civcivlerin biri ana tavuğun üzerinde olup bir yılan ona saldırır haldedir. Bu civcivlerden ana üzerinde olan civciv horasan sıva ile yapılmadır. Diğerleri ana kayada oymadır. Sıva ile yapılan civciv içinde tek bir Bizans altını vardır. Bu değirmenin ıspatıdır. Bu değirmene gelen suyu takip edersek sağ tarafta def ile oynayan ayı ve ayıcıyı görürüz. Bu ayı ve ayıcı tarafımızdan çizilmiş olup aynı zamanda krokidir. Şöyleki : Ayıcının baktığı yöne 23 adım atarsam ve yerdeki gri taşı kaldırırsam bu taşın altında bakır paralarımı bulurum. İşime yaramaz. Bu taşın üzerinde ayının ayağının izi vardır. Bakır paraların altında ikinci bir kat olup asıl işime yarayacak paralar buradadır.

Değirmen önünde bir binek taşı olup. Bu taşın hemen ön tarafında çalılık içinde bir yarık kaya vardır. Bu yarık kayanın içine bakarsanız harçlık paraları bu taş içindedir. Bu binek taşının üzerine çıkıp dikilirsem karşımda bir mağara görürüm. Bu mağara girişi ufak olup romalılardan kalmadır. Mağara girişine kesme bir yol gider. Kapısı ise iki adam yan yana geçecek kadardır. Mağaraya çıkarsam mağara içinde bir çocuk iki çift öküzü çeker halde resmedilmiş olarak görürsünüz. Mağara girişinden bakıldığında değirmen ve çevresi görülür. Bu mağara ve çevresine Eminağa nın ismini verdik. Buranın büyük emaneti öküzlerin arkasından geçilen ikinci mağaradadır. 111 torba altın paradır. Saruhanlıdan gelen postanın soygun parasıdır.

Vezir Tepe

Buradan vezirtepe namı ile anılan tepeye doğru çıktık. Bu tepenin yamacında bir alana geldik burasına kirazlı adını verdik. Burası düzlük bir alandır ve yaylalıktır. Bu yaylada bir öküz resmi kabartma olarak mevcuttur. Romalılardan kalmadır. Bu öküzün boynuna 33 adet sarı lirayı horasanla yapıştırdık. Bu yayladan 2 saat mesafede erikli yayla adı ile anılan başka bir yayla vardır. Erikli yaylada 5 gün boyunca konakladık. Bu süre içinde pek çok işaret yaptık bu işaretler yarım ay, civcivli tavuk, öküz, kız, yılan, balık, ayı ve ayıcı, davul, domuz, tavşan, kartal, çakal, sansar, porsuk , saka kız, terazi, kantar, sofra taşı, at ve insan işaretleridir. Bu işaretler sizi çok oyalar buradaki en kolay para insan işaretine gelir ve kırarsan bu işaretin içine saklanmış 50 adet sarı lirayı bulursun.

Erikli yaylasına yakın top top kümelenmiş ağaçlardan oluşan bir çayırlık alan vardır. Bu alana biz Topkoru dedik. Etrafa hakim güzel bir tepedir ardıç ağaçlıktır. Bu alandaki büyük kayayı yontarak hamile bir kadın haline getirdik. Kadının karnını oyduk kadının kucağındada bir çocuk vardır. Çocuğun içinde 380 adet bulgar altını vardır. Bu çocuğunda diğerindeki gibi kıç tarafından kırılarak parası alınır. Topkorunun bir yakası diktir. Buradan inersek harami deresine ineriz. Bu dere yol vermez zor bir deredir. Biz derenin sağından ve solundan ağır ağır ilerledik. Derenin çatağına vardık. Burada sağdan ve soldan iki dere gelir ve haramidereye birleşir. Sağdan gelen kola şeytan deresi adını verdik.

Dedo ve 14 kişilik çetesi

Şeytan deresini takip edersek derenin karşı yamacının çok engebeli ve kayalık olduğunu görürüz. Burda yol bulmak bir hayli zordur. Yüklerimizi hafifletmek için ana kayaya 3 yere oyuklar açtırdım. Biz bu işlerle meşgul olurken Dedo ve 14 kişilik çetesi bulunduğumuz yere geldi. Yanlarında yüklüce malları vardı. Bu malların güvenliği için bu değirmenleri oldukları yere bıraktık . Değirmenle derenin arasında sofra kayası vardır. Üzerine 3 basamakla çıkılır. Kaya üstü nişanlıdır. Nişanları şöyledir. Yarım bir ekmek dilimi iki tabak bir buçuk balık 7 çatal ve 7 kaşık ile bardak 3 bakladan oluşan çerkez kaması. Dedonun getirdiği paranın tamamı bu sofra taşına gömülmüştür. Zincirin olduğu tarafa kayanın dibinden beş adım sayarsam ve birbuçuk adam boyu kazarsam 7 çatal ve 7 kaşığı burda görürüm. Kaşıklardan bitinin üzerinde 7 yerin haritası deri üzerine sarılıdır. Bu kaşık kendi kaşığım olup gümüştür. Kaşığın sapı üzerinde haritanın şifresi vardır. Kaşık ağzına sarılı harita bir sakızla kaplanmıştır. Kaşık bir ay boyunca güneşte bekletilirse sakız kurur ve kırılır harita o zaman açılır. Beklemeden açmaya çalışınılırsa harita zai olur.

Sofra kayanın doğusuna gelen ilk tepeyi aşarsak arkası kazan deresidir. Burda bir düz alan içinde bir süre konakladık. Burada bir balık işareti olup bu balık işareti orda bulunan mağarayı ve malını işaret eder. Bu mağara Bizanslılardan kalma kral Mihail mağarasıdır. Biz mağarayı hazır bulduk. İçinde 60 kazan dolusu envayi çeşit para ve mücevher vardı. Bir kısım silahlar ve değerli heykellerde yine bu mağaranın malları arasındadır. Bu mağara bir şelale kenarında olup ağzına bir değirmen inşa ettik bu değirmenin adı arkacık değirmenidir. Bu isim tarafımdan verilmiştir. Bu değirmenin diğer adıda kazandere değirmenidir.

Kazan dere haricinde 6 yerde daha arkacık değirmeni vardır aynı işaretleri taşır hepsi sahtedir. Sadece kazanderedeki değirmen gerçek arkacık değirmendir. Ertesi günün şafağında yeniden yola koyulduk. Merkezi hükümet tarafından 300 kişilik bir birliğin peşimize düştüğünü öğrendim. Değirmenin üst tarafına dönerek patika bir yoldan ilerledik. Poyraz istikametinden kara orman mevkiine gelip buradaki boğazda pusu kurduk. Gelen 300 kişilik birliğin tamamını öldürdük. Bizde 5 kişi kayıp verdik. Buradaki büyük bir kayayı kırdırıp tek bir istavroz işareti yaptık. Bu taşın adı alnı kesik kayadır. Bu kayanın sağ tarafında 3-4 kişini sığacağı bir korunaklı yer vardır. Bu kovuğun altını oyarak buraya bir mahzen yaptık. 6 heybe dolusu altın parayı buraya gömdük. 17 kişi çalışarak bu burayı kapadık. Kovuğun içine girer ve sol tarafa bakarsak bir kaplumbağa işareti görürüz.

Aynı muhite Bursada balıklı kilisesi tavanından sökülüp buraya getirilmiş altın halkayı çaktırdım. Üzeri katran kaplıdır. Halka zirveden 6 metre aşağıdadır. Bu kayanın adı halkalı kayadır. İlerisi Arnavut kaldırım döşeli bağdat yoludur. Bu yolu arkamıza alırsa ve ona paralel akan ince bir dereden karşıya geçip bir meyilli yokuşu tırmanırsak yolun sağında eski bir harabeliğe geliriz. Bu harabelik bizanslılardan kalma bir yerleşimdir. Burada pek çok nişan vardır. Bu nişanların bazılarında tek paralar vardır. İşaretler adamlarımın kendi işaretleridir. Bu harabeliğin karşısındaki kayalıkta bir oturak taşı vardır. Oraya oturup halkalı kayadaki halkayı görürsünüz. Gözlük gibidir. Sağa ve sola yatar yattığı yere iz yapmış gibidir. Bu harabelikten halkalı kayaya geri gelirsek halkalı kayanın sağından dar bir boğaz geldiğini görürsünüz. Bu boğazda bir çeşme vardır. Bu çeşmenin aslı Bizans yapsıdır. Suyu ayakta içilir. Taş olukludur.

Bu çeşmeye sırtımı verir ve karşı sırta çıkarsam bir mağara görürüm. Ben burayı bulduğumda içerde 5 at leşi vardı. Bu leşler sineklenmişti bu yüzden bu mağaraya sinekli mağara ismini verdim. Bu mağara ortasında bir dikişi taş vardır. Yarım boy yüksekliktedir. Taşın altında bir oyma delik deliğin sağında bir nal işareti vardır. Bu taşı kaldırıp bakın nallar devam eder. Nalları izleyin mahzene girin sağ yolu takip edin sol yola gitmeyin. Sol yol tuzaklıdır ve nereye gittiğini ben dahi bilmiyorum. Sağ yolda kısa bir süre sonra 4 adet ufak oda ile karşılaşırız. Buradaki odaları biz kapattık. Malları kendi içlerindedir. İkisi dolu ikisi yarı doludur. Bu mağara önündeki yol eski Osmanlı başkentine gider. Uzun yoldur yol boyunca sağ ve sol tarafta beyaz sandık biçimli taşlar vardır. Sağ yandaki taşların bazıları istavrozludur. İstavrozlu taşların içine delik açılıp biner adet karışık altın para konmuştur. Bu taşlar 3 adettir. Bu taşların uçları kırılmıştır.

Bu yolun gittiği yön kurt tepesidir. Burası ağaçlıktır. Meyilli bir yolla çıkılır ilerisi renkli kayalardır. Tepenin arkasında 3-4 adım büyüklükte bir kurt resmi vardır. Ağzı açık kafası yola bakar şekildedir. Bu kurdun baktığı yolu izlersek bir tepeye varırız tepe üzerinde sivri bir mezar var. Bu mezar sahtedir mezara yakın bir taşta bir istavroz vardır. Bu taş vezirtepesinden buraya getirilmiştir. Bu taşın altında bir kazan büyük para vardır. Burası 27. Bölgenin işaretidir. 140 Gün burada oyalandık.

Deve Bağırtan Yokuşu

Mevsim uygun olunca buradan harami deresini aşıp bağdat yoluna geldik bu yol üzerinde bir yokuş var bu yokuşa deve bağırtan derler. Burada bir gün konakladık. Bu civarda bir deve resmi arayın. Üzerinde yükü önünde bir diğer deve yükünü boşaltmış ona bakar haldedir. Bunlarında önünde bir sıpa resmi vardır. Bunun parası altındadır. Buranın diğer bir adı pamukçu yokuşudur. Yokuşun bittiği yerde bir taşta bir balık bir ok bir nal resmi vardır. Balık oka ok nala bakar şekildedir. Buranın aşağısında bir değirmen vardır. Bu değirmene inip mola verdik değirmenci stefandır. Stefan o gece bizi ağırladı.

Sabah uyandığımda bir baktım en kıymetli haritalarım ve bir çanta dolusu altın param çalınmıştı. Değrimenci kaçmış meydanlarda yoktu. Adamlarımı kaldırıp peşlerine düştüm. Karacalar köyü civarında stefanı ve karısını kıstırdık. Kısa bir mücadeleden sonra stefanı öldürdük. Bir mezar yaparak içerisine cesedi koydum. Ancela ya kıyamadım. Aramıza kattım. Dereye indik dereyi izlemeye başladık burada ana taşa oyma Aliağa değirmenini bulduk sahibi bir türktü kendini öldürdük. Değirmenin adını uzun ali değirmeni olarak değiştirdik. Değirmenciyi kuyuya atarak yaptığımız mezara bir bakır kap parayı ve kıymetli 3 yerin haritasını koyduk. Burada Ancela adamlarımdan biri tarafından tecavüz edilerek öldürüldü. Adamımı öldürttüm. Uzunali nin mezarının yanında bu mezarları yaptırdım cesetlerini içlerine koyup Ancelanın zümrüt yüzüğünü ve kolyesini baş ucunda kendisine bıraktım.

Karacalar köyünün arkasına dolanarak beyaz bir taşı oyarak muntazam bir şekilde ağzında mektup bulunan posta güvercini işareti yaptırdım. Bulursanız mektubu kırın. İçerisinde şifreli bir haritam vardır. Bu harita karahasan köprüsünde mevcut paramızın yeri dahi gösterilmiş 37 günde çizilmiş olup dağ tepe ova isimleri şifreli olarak konulmuş olup 2 katı günde çözülebilir.

Konstantinopolis eyaletinden itibaren emanetlerimizin yerleri noktalarına varılıncaya kadar burada izah edilmiştir. Uzunali değirmeni uzunali köyü yakınındadır. Onun civarındada keçi deresi bulunur. Karacalar köyünün ortasına geldik.burada 3 gözlü bir köprü gördük çok güzel inşa edilmiş bir köprü idi. Dikkatli tetkik edilir ise kuru bir dere üzerinde kemerli bir köprü olduğu görülür. Üzerinden değirmen arkı geçirilmiştir. Bu ark ileride yeni kurulmuş bir köyün arasındaki değirmene su getirir bu değirmen 40 basamaklıdır. Basamaklardan 14 adedini biz kırdık. Köyün toplanabilir bütün emanetlerini bu basamaklar altına koyduk. Bu köyde bir sağlam işaretimiz daha mevcuttur. Haç işareti bulunan kayada oradadır.

Tekrar köprüyü izah edecek olursak köprünün altına gelen son kemerinin altında haç işareti vardır. Orta gözünde kabartma bir karaca veya geyik başı görürsünüz. Bu köprü rum devletinin eseridir. Civarda eski rum evleri bina yerleri mevcuttur. Bu köyden kalkan halk daha ilerideki yeni kurulmuş köye göç etmiştir. Ben ufak bir emaneti kemerde bulunan taşın altına koydum. Üzerine karahasan yazısını yazdım eski türkçedir. Çıkarılıp bakılır.

Namuzsuz papaz soyguncu olarak bilinen samurhansa bu işlerden pek fazla yükünü tutmuştu civar köyleirn haracını toplardı. Bir defasında tam 1500 baş ufak hayvan ve envayi çeşit kilimlerin kendisine haraç olarka verildiğini köylüler söylediler. Hedef olarak bu papazı kendime rakip seçtim. Bir gece aynı mahalde olan değirmenini bastık yaktık harap ettik. Baktık ki samurhansa kaçmış. Bu arad gezinirken papazın mağarasını tespit ettik. Hemen mağarayı sardık. Müsademe sonunda papazla birlikte 5 adamını öldürdük. Bu mağara içerisinde çok hazine vardı. İşte samurhansanın değirmeni ve mağarasınını bulursanız mağaranın içini 5 arşın kalınlığında toplama taşla dolmuş olduğunu görürsünüz evvel bu taşları temizliyelim. Altında ızgaralı demirlerle karşılaşırsınız altında samurhansanın dünyalığı vardır.

Değirmenin karşı tarafındaki tepeye çıktık. Orada bir şölen tertip ettim. Bütün gece eğlendik. O gece bu tepede bazı gizli faaliyetlerimizde oldu. Kayıdıma yazılı olarak …. Şifre mevcuttur. Bu tepe küçük hora tepesidir. Söylemek lazım gelirse bu kayalıklarda hiç ot bittiğini biz görmedik. Buraya nohutlu kaya dedik. Bağcıklı köyü civarında sıra ile dikilmiş 13 adet dikili taş mevcuttur. Ortadaki taşın rengi siyahtır. İçi oyuk olup 15000 adet mebla ile beslenip sıvanmıştır. Eğer gelirseniz kaldırıp bakın. Birde haç işareti bulursunuz.

Çalgılı Mağara

İçine 3 basamakla girilen çalgılı mağaramızda buradadır. Burada da 12 adet dikili taşımız vardır içlerinde birisi doludur. Kaldırıp bakalım. Mağaranın solunda kaldırım döşeli bir patika tepenin üzerine çıkar. Kaldırımı dikkatlice takip edin biz kaldırımın bittiği yerde durduk 2 x 2 x 2 bir yeri kazdık ve zenginleştirdik. Sizde orayı bulurda kazacak olursanız altından 3 lü bir kemer çıkar. Aradağınızın bu 3 lü kemerde olduğunu göreceksiniz. Önündeki dere içinde bir sofra kayamız vardır. Yuvarlaktır. 4 bir tarafında 4 dikili taşımız vardır. Taşın üzerinde 7 çatal 7 kaşık ekmek dilimi bir buçuk balık içki kadehi ayrıca ufak zincirli bir çakı resmi vardır. Çakının zincirini izleyelim derenin karşısında bir mağrayı gösterir. Mağara Bizanslılardan kalmadır.

Mağaranın girişine dikkat kapısı üzerinde sandık biçimli bir taş vardır. Özel olarak yapılmıştır. Çıkarıp bakın. Mağaranın önüne bir ayak attığımızda görecağimizi işaret etmektedir. Burada tespit ettiğim husus keçi deresindeki adı ile mükellef deredir. Haramiler deresi kadar üzerinde durulmuş basit bir uğrak yerimizdir.

Keçi Deresi

Keçi deresinde mola verdiğimizde vakit epey geç olmuştu. Karagöz dana göz ve savlan köylerinde güneş yavaş yavaş batmakta idi. Adamlarım aç ve yorgunlar halsiz ve dermansız kalmışlardı. Emri verdim konakladık çadırım kuruldu. Atlar bağlandı. Teçizat toplandı. Emanetler çadırıma yakın bir yerde kontrol altına alındı. Ateş yakılıp ördek ve hindi gibi etler kızartılmaya başlandı. Yemekten sonra sabah dere boyunda yaban keçileri gördük bizi görünce kaçmaya başladılar. Sürü gayet kalabalık işte bu dereye bu yüzden keçi deresi dedik. Eğer yolunuz düşerse rastlarsanız iyi bakın tarafımızdan yapılmış pek çok işaretler görürsünüz. Keçi deresinden batıda daha ileride belirteceğimiz nalbant sahası alanı vardır. Şayet bu deredeki mağraları gezip incelersiniz tarafımızdan yapılmış nişanlar raslarsınız.

Burada iri bir mağra içerisinde 3 adet gemi resmi görürsünüz. İyi bakınız gemilerden biri yüzer şekilde diğeri yatar vaziyette bir diğeri ise ters dönmüş şekilde çizilmiştir. Emanet malın ağırlığından yatmış olan gemidedir. Dere içinde siyah bir taşımız olacaktır 8 kişi tarafından yuvarlanarak taşınmıştır. Siyah taşı bulursam bakarım üzerinde 6 yavrulu domuz resmi anası önce onun arkasında sıra sıra 6 yavru vaziyettedir. Yavruların birinde tek bir domuzlu altını alıp esas malı taşın altında ararız keçi deresinde başka 3 yerde domuz resmi görülür. Oturmuş tek domuz mala bakar domuzun başının baktığı yeri kazarsam altından büyükçe bir taş çıkar onu kaldırırsam asıl kaynağa ulaşırım.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 9 YORUM
  1. Yok edici dedi ki:

    İzmir homeros vadisinin haritası mevcutmu sizde

  2. Anonim dedi ki:

    bende4 mevcut para olan yerleri yaz

  3. Anonim dedi ki:

    homoros vadisinin komple haritası biliyorum

  4. Anonim dedi ki:

    Yukarıdaki haritayı okuyan varmı
    Okuyan varsa bir konuda bende yardim istiyorum

  5. Anonim dedi ki:

    Harita bulgaristan

  6. Anonim dedi ki:

    Volçanın hazinesini buldum ama çıkaracak güvenilir insan lazım yorum yapmayın sadece güven lazım

  7. Anonim dedi ki:

    Profesyonel isen olur

  8. Anonim dedi ki:

    ben 50 senedir bu işle uğraştı bu alemde güvenilir insana raslamadım sen güvenilir adam zor bulusun
    kal sağlıcakla

  9. Anonim dedi ki:

    Ben varım arkadaş ister inan ister İnanma ben adam satmam satsam 70 ay hapis yatmaz colugumda çocuğumdan ayrı kalmazdım. İşkence görmezdim ha bunların mükâfatını Allah katında gireceğine inanıyorum çevremde. Bu işin yalanci sahtekarlar sefasını sürdü cefasi bana ve benim gibi garibanlara kali. Bu kadar temizsem niye bu işle ilgileniyorum dersen çocuklarimin geleceği karardı onlara iyi bir gelecek hazırlamak için. Yurt dışına çıksam kurtulur gelecekleri belki ama bu kadar hapisten sonra istemiyy ve diğer cemaat ilet gibi bana parada verilmedi hapiste ailemi altı yıl kimse aramadı çıktım param yok iş kuramiyoum yurtdışı na. Çıkamıyorum aadam gibi isedr giremiyorum…

BİR YORUM YAZ