Kurt Kaya, Yatan Öküzler ve Değirmen

Kurt Kaya, Yatan Öküzler ve Değirmen

Kurt Kaya: Teknenin çanakları kurt kayada bulunmaktadır. Kurt kayadan kuş kaya görülmeli görülen kuş kayada kartal yuvası olmalıdır. Buradan çanaklara çıkılır, üç basamak merdiven var, birinci basamak aynı kerpiç gibidir, altına tamı tamına yedi yüz adet Osmanlı altını gizledik. İkinci basamağın sağ tarafında çatlak olduğunu görürüz, sol tarafında ise küçükçe bir tümseği fark ederiz. Burada çakmak işareti vardır, teknenin üzerinde dikkat edilecek husus ise şudur, burası biraz düzlüktür, tekne bir seksene bir elli dir iki renkten oluşmaktadır, dört köşeşinde birer delik bulunmakla beraber orta yeri çanak gibi oyuktur. Doğu köşesi kırıktır, ve altında birkaç satır yazı vardır, çanak gibi oyuktan zincir çıkar, zincirin sonunda ise bir Çerkez bıçağı var. Bıçağın uç kısmından su damladığı yerde bir istavroz, istavrozun tam altında yine bir bakraç paramız gizlidir. İstavroz daire içindedir.

Kapananın ( tekne ) yanında iki taş var, bunlar kapanadan daha yüksektir. Birinci merdivene gelelim, merdivene sol ayağını basıyorsun, elin ile burayı tutuyorsun sağ ayağını basmak sureti ile kendini ikinci basamağa çekiyorsun, buranın biraz daha düzlük olduğunu fark edeceksin. Tam ayağının altında bir bakır para daha vardır. Sol elinle tutunduğun yerde yine bir bakraç paramız vardır. Hafif dönüp tam karşıda tahmini dört beş yüz adım mesafede bir alanlık göreceksin, burası kırmızı meşeliktir.

Yatan Öküzler

Karşıdan baktığında bu alanda haçlı taşı andırır yakından ise kıç kıça yatar konumda iki öküzü andırır birinin rengi diğerine göre daha koyudur. Açık renkteki öküzün baktığı istikamette elli bir adım mesafede bir kız elinde bir tutam samanı öküze uzatır konumdadır. Öküzlerin birinin arka budunda balta yarığı gözleriz, müjde tek bir sarı liradır, diğer öküzün budunda bir istavroz izleriz.

Öküzlerden on yedi adım üst kısımda dikili bir kaya görürüz, uzak mesafeden bakıldığında kepenekli çobanı andırır. Yüz kısmı öküzlere bakar konumdadır, çobanın hemen altında yaslanmış bir taş var, bu taşın üzerinde bir at nalı birde taş işareti var. Aynı taşın bir kenarı çatlaktır, bu çatlağın tam altında bir bakır altın paramız mevcuttur, aynı taşın üzerinde birde kantar resmini görürüz, bu resmi kıracak olursanız altından gerçek kantar çıkacaktır. Öküzlerden on beş adım aşağıda bir dikili kaya daha görürüz, tamamı ile oturmuş kurda benzer, kurdun sol kulağı kırıktır, başında kadeh işareti vardır, içi altın para ile doldurulmuştur.

Öküzlerden dik yukarı çıkın, burada taş ve toprak karışımı bir tepe göreceksiniz, bu tepenin tam üstünde dikili ve üzerinde istavroz olan taşımızı görebilirsiniz. Bu taş para ile doldurulup horasanla sıvanmıştır, bu tepenin içinde bol miktarda tüfek tabanca ve bıçak vardır. Öküzlerin aralarını ölçmeliyiz ortadaki semerlerin yanıklarını bulmalıyız, aşağı kısmın kuruluk olduğunu fark edebiliriz, burada bir insan yatacak kadar bir oyuk olduğunu görürüz. Başucunda bir istavroz gözleriz, yatan insan kalkmaya yeltendiğinde elinin dayandığı yerde bir oyuk var, istavrozda ve bu oyukta yine paralarımız vardır. Öküzlerden az aşağıda dikili dört adet taş var, bu taşlarda boş değildir, ağaçlara sarılı kökler var hasır gibi, bu ağaçlar su ağacına benziyor, güneşe karşı köklerin altında üç tane çingene çivisi çaktık, gün doğu ile kıble arasında üç adet taş öbekleri vardır, ortadaki öbekte on altı çift tüfek var, bunların altında ise on altı bin kuruş mevcuttur.

Bu tepenin alt kısmında gün doğu tarafında, çatağın gün batımı tarafında iki adet alçak dik kayalar vardır, pehlivan gibi tutuşmuşlar, şunu hemen belirtmeliyim ortadaki taş öbekte çıkan tüfek ve paraların çok altında esas zenginliğimiz gizlidir. Pehlivanların birisinde koç kafası ve leğen giğerinde ise domuz kafası ve ibrik görürüz. Pehlivanların altını oldukça derin kazarsak pehlivanların kendilerini ve bol miktarda tabak, onların altında da bir harbi var, buradan çanaklara gideceksin, yukarıdaki kanaralıkta bir keçi patikası vardır. Burada bir koltuk kayası birde kantarma ve özengi vardır, koltuğun kantarması bağlandığı yerinde elma içinde bir istavroz resimledik. Buranın kanıtı olarak elmalı istavrozda üç tek para sıvalıdır. Koltuğun karın kısmında bir çizgi görebiliriz, çizginin bittiği yerde bir çift çizme içleri akçe ile doludur. Sol ayağın ile özengiye basıyorsun sağ ayağını ise toprağa basıyorsun sağ ayağının altını derince kazarsan, bir bakraç akçe bulursun, koltuğun önünde bir delik bir istavroz gözleriz, istavroz tapadır, kırılması halinde bir miktar zenginlik akacaktır. Aynı yerde dikili bir kaya vardır, bu kayada bir el bakırı tutar konumda, gerçek dolu olan kazan ise o kayanın altındadır.

Koltuğun arka tarafında, bir adam boynunda kanara vardır, buradan yine çanaklara gitmeliyiz, buradan üst kısımdaki yola çıkıyorsun, burası pamukçu yokuşudur, buradan yukarıda kurt kaya ya doğru, buradan kesik taş mevkine ve kesiktaş sonunda kırca ali patikası ve pamukçu yokuşu yolundan denize çıkarız.

Değirmen ve Civarı

Bu bölgede bir değirmenimiz vardır, bu değirmene atla veya araba ile gidilmez, sadece ve sadece yaya gidilir. Değirmenin tek tarafı kanaradır, üç duvarı insan yapısıdır, savağın bulunduğu yere üç karış yarılmış bir taşımız var, değirmenin kaçış kapısı savak tarafındadır, bu kez savağa çıkıyoruz, değirmenin ocak başında yedi basamaklı merdiven var, merdivenlerin üçü orijinal dördü ise tarafımızdan yapılmıştır.

Buradan suyun diğer yanına geçmeliyiz, bunu başarmak için köprü olarak yan yatmış eğri ağacı kullanırız. Bu ağacın dibinde bir kaynak var, bu kaynaktan su içmek için dizlerimizin üstüne eğiliriz, dizlerin altında ise bir bakır paramız gömülüdür. Suyun boyunu takip etmeliyiz, oldukça büyük bir kayın ağacı ile karşılaşırız, ağaç oldukça yaşlı kalın ve içi boş, dışı ise hicranlıdır, kökünden ise su geçer. Bu ağacın içi para ile doludur. Bu kayın ağacından yukarıda, bir meydanlık var, biz buraya gümüş taş meydanı dedik, bu meydanda bir taş var bu taş istavrozludur, içi doludur. Suyun boyunu takip ederseniz yine bir odacık görürsünüz (kayadan) su iki yanından akar. Gümüş meydanlıktaki istavrozlu taşta kırk sekiz adet beşi birlik vardır. Adalık kaya ise suyun geldiği yönde bir istavroz var, burada da yine beşi birlik kırk sekiz adettir, ada kayanın üstünde tapa vardır ve içi doludur.

Suyun boyunu takip etmeye devam ediyoruz, bu kez kuru dereye çıkıyoruz, kuru dereyi az bir mesafe yukarı doğru takip ederiz, sağ tarafı takip etmeliyiz, ta ki yaban kirazı görene dek. Burada iki çanta vardır birinin içinde beyaz kabzeli bıçak diğerinde ise wolçanın dividi vardır. Buradan karşı kanaraya atılan bir taş direkt olarak değirmenin üstüne düşer. İşte burada köpek budunu görebiliriz, köpek budunun üst yanında yedi civcivli tavuğumuzu görürüz. Civcivli tavuktan daha yukarıda büyük bir kaya vardır, burası değirmenin büyük kapısıdır. Kapının alt tarafında bir çift tüfek resmi vardır, bu binek taşında üç adet köpek ayak izi vardır. Üstünde ise gez işaretini görürüz, bir ucu üç adet taşa diğer ucu değirmene bakıyor, üç taşlarda ise istavroz işareti vardır. Buradan dereye doğru dört adım sayar isek kül bolluğunu izleriz, bu kül bolluğunun döküldüğü yerde bir şinik içinde dört kilo altın paramız gizlidir. Dolabın karşı yönünde üç adet kavak ağacı görürüz, görüntülerinden aynı yaşlarda olduklarını anlaya biliriz.

Değirmenin çarkının çalışması halinde aynı zamanda kavaklara su verir. Suyun vurduğu dalın tam altında iki çanta paramız vardır, her ağacın altında ise bir çanta gömülüdür. Bunlara dört adım mesafede bu kaynaktan bir bel kuşağı mesafede bir bakırı andıran bir taş vardır paramız ise malum olan yerdedir. Bu kez değirmene giriyorsun, değirmencinin ocak başında oturduğu yeri görürsün, burasını diz boyu kazarsan paramızı bulabilirsiniz, bir bakraç ağzına kadar doludur. Tekerleğin altında ise bir kazan paramız gizlidir, değirmenin civarında KOVAN KAYAMIZ vardır, ağzına kadar doludur, aynı yerde yazılı bir taş görürüz, bunun altında ise beyaz altın vardır. Gelelim birinci merdivene burada sepete damlayan bir su görürüz, burada bir çizme resmi vardır, gerçek dolu çizme hemen altındadır. Savaktan geçtiğin zaman keçi patikasını görür takip ederiz, bu yol kanaranın yanından yüz elli kadar koyun alabilecek büyüklükte bir mağaraya ulaşırız, aynı kanaranın boyundan devam ediyorsun, ileride minareye benzeyen bir kaya görürsün, bu minarenin yüksekliği kanaranın yüksekliği ile aynıdır. Araları bir insanın ancak geçebileceği kadardır, bu arada oldukça büyük zenginliğimiz gizlidir.

Buradan yukarı doğru devam ediyorsun, belirli mesafeden sonra tekrar bir mağara göreceksin, bu defa üç yüz koyun alabilecek genişlikte, ve kapısında direk vardır. Kanaranın yanını bırakmaksızın devam ediyoruz, taki yedi merdiveni görene dek, merdivenlerden bir çayıra çıkacaksın, sağ tarafa baktığın zaman fırın ağzına benzeyen bir mağara bulacaksın. Bu mağaraya diz üstü girilir, üst tavanı tetkik edin klunk diye bir yazı görürsünüz tam altında altın saplı ağsa sapı şimşirden, onun içinde altın stoyanın kayıtlarını içeren kâğıtlar ve haritalar mevcuttur. Kağıtlar üç adet olup her birinde birer mühür vardır. Elbet bir miktarda altın vardır.

Diğer bir mağarada yine bunlara yakın yazılar var, wolçan voyvoda pop martin. Bu mağarada on iki civcivli tavuğu yaptık, civcivin biri tavuğun sırtında, sırttaki civciv ana paraya bakıyor, burada örgülü iki yılan resmi vardır, birinin kuyruğunda istavroz diğerinin kuyruğunda topuz vardır. Tavuğun kuyruk kısmında bakraçlı kız resmi altında, parası mevcuttur.

Mağaradan dışarı çıkıyoruz, aşağıya bakman halinde eğri ve dirsekli ıhlamur ağacını görürüz, dirsekte çingene çivisi çakılıdır, bu dirseğin tam altında bir bakraç paramız gömülüdür, kanaranın üst kısmında kızılcık ağacına dayalı işlenmiş mükemmel bir taş görürüz. Bu kızılcığın arka tarafında üçlü kemer bel kısmında çiftli piştov bir tüfek ve bir kılıç vardır. İşlenmiş olan taş ise işlenmiş olan taş ise Hasköylü EMİNOVUN MEZARIDIR. Mezarın bel kısmında yukarıda belirttiğim iki piştov, bir tüfek, bir kılıç ve üç kuşak dolusu para vardır. Kafa kısmında bir adım mesafede, bir bakraç paramız gizlidir. Ayakucunda arka tarafta dolu olan çizmeleri vardır.

Bunlara yakın civarda yedi merdiven vardır, burada bir su akıyor, suyun aktığı yerde üç adet balmumu bulacağız, üçünde de birer okka altın birer tanede elmas vardır. Merdivenlerden yukarı çıkılması halinde bir düzlük görürsünüz, yüz elli adım sağ yöne gidilmesi halinde mağara içinde küçük bir delik, burada ateş yakacak olursak dumanın çıktığı yerde bir tas dolusu değerli taşlar ve çok miktarda paramız vardır. Bu civarda göreceğin her işaretin altında otuz okka paramız vardır. Tekrar değirmene dönelim, burada bir kanara var, istavrozlu kanaranın hemen altında yarım bir ot tepesi vardır, aynı yerde beş kişinin sığabileceği bir kuruluk var, bir yağmurluk kadar, nişan mahiyetinde tarafımızdan yapılmış iki adet delik gözleriz, deliklerin derinliği ise insan kolunun dirseğine gelecek kadardır, aynı kayanın üzerinde istavroz görebiliriz, işte para yeri burasıdır…. !

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ