Avrupalıların Define Oyunları
Avrupa ülkelerinde başlayan ekonomik gelişme ile birlikte kültürel eserleri toplamak ve koleksiyon oluşturmak düşüncesinde olan kişi veya kişiler, Türkiye’nin içinde yer aldığı Asya ülkelerine yönelmişlerdir. Bu kişilerin amacı, Türkiye’de ilk hedef olarak kaçak kazılar yapan definecilere höyük, tümülüs ve mezarların kazılmasına yönlendirmektir. Yüksek miktarda paraların dolaşım sağladığı bu yasa dışı ilişkiler ile birlikte bilinçsizce yapılmış tahribatları da beraberinde getirmiştir. Avrupalıların çok cüzi rakamlara aldıkları bu eserleri Avrupa’daki müzayede evlerinde açık arttırmayla 40 – 50 kat fazlasına sattıkları bilinmektedir.
Türkiye sahip olduğu kültürel miras zenginliği ile kaçak kazıların en fazla yapıldığı ülkeler arasında bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda polis ve jandarma kayıtlarında 2863 sayılı yasayı ihlalden işlenen suçların büyük bir çoğunluğu definecilerin yaptığı kaçak kazılardan oluşmaktadır. Ayrıca kaçakçılık yapan definecilerin birçoğu kimi zaman kaçak kazı yaparken suçüstü olarak kimi zaman da kaçak kazı neticesi elde ettikleri kültür varlıklarını satarken yakalanmaktadırlar.
Tarihsel ve kültürel çevrelerin tahrip edilmesi ve bozulmasının insan odaklı sebepleri arasında; tarihi çevreye karşı ilgisizliğin ve bilinçsizliğin rolü, definecilik ve kültür varlığı kaçakçılığı, modernleşme özentisi ve daha çok mülk edinme düşüncesi, ticari çıkar düşüncesi ve uygarlık düşmanlığı olarak sıralanabilir.
Tarihi eser aramak amacı ile arkeolojik dolgular bilinçli olarak tahrip edilerek, parasal değeri olan objelerin bulunabileceği mezarlık ve tümülüs gibi noktalar hedef alınmaktadır. Bununla birlikte baraj, sulama kanalı, otoyol ve hava alanı, taş ve maden ocakları, liman tesisi, sanayi ve turistik alanların yapımında iş makinelerin kullanılması, arkeolojik yerlerin zarar görmesine/yok olmasına neden olmaktadır. Bilinçli olmayan tarımsal faaliyetler (pulluk kullanımı, sulu tarım, toprağın altında tuzlanmayı önlemek için akaçlama yapılması) de toprağın altında ve üstünde bulunan kültür varlıklarının tahrip edilmesine yol açmaktadır.
Bazı kaynaklar defineciliğin insan tarihi kadar eski olduğunu, özellikle mezar hırsızlığı olarak başlamıştır. Hatta mezarların soyulmasının engellenmesi için yığma taş mezarların (piramitler) ve yığma toprak mezarların (tümülüsler) yapılması gibi çarelere başvurulmuştur. Örneğin, Mısır Osmanlı imparatorluğunun toprağı iken Mısır çarşılarında definecilik ve mezar soygunları ile ele geçen mumyalar satılmaktaydı. Mısır pazarlarında satılan birçok eserin satın alınarak İstanbul’a getirildiği bazı kaynaklarca doğrulanmıştır.
Anadolu topraklarında birçok köyde altın dolu küp hikayeleri ve bu hikayelerin hayaliyle yaşayan definecilere rastlamak mümkündür. Çünkü Türkiye’nin üzerinde bulunduğu Anadolu birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için toprağı biraz kazarsan herkes bir şeylerle mutlaka karşılaşır. Avcı hikayeleri gibi anlatılan define arama hikayeleri ve maceraları da bilinçsiz insanları kaçak olarak definecilik yapmaya özendirmektedir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve Define Arama Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda izin alarak definecilik yapılabilmektedir. Böylesi imkanlarla donatılmış ülkemizde resmi işe başvurmayıp cahilce kazılar peşinden koşulmaktadır. Bazen bir üfürükçüden bile yer tahmini alan defineciler bulunmaktadır. Defineciler gelişi güzel eski ev, kilise, mezarlık, höyük, bahçe, orman, mağara, hazine arazisi, sit alanı vb. her yeri kazarlar.. Türkiye’de 1980-90 yılları arasında satılan define haritaları da tahmin edilemez derecede kültür varlıkları tahribatına neden olmuştur. Öyle ki bazı yekpare bir taşı bile dinamitle patlatacak kadar tehlikelidirler. Defineciler defineye bir an önce sahip olmak amacıyla dozer, kepçe gibi ağır makineler kullanarak ya da dinamit patlatarak tarif edilemez bir kültürel miras tahribatına sebebiyet vermektedirler. Yine günümüzde geliştirilen metal dedektörlerin de kaçak kazı yapan defineciler arasında yaygın bir biçimde kullanılmaya başlanması kontrolü çok zor durumlar ortaya çıkarmaktadır.
Definecilerin Zararları
Definecilerin inandıkları hayal için ölüm dahil göze alamayacakları hiç bir şey yoktur. Defineciler iyi korunamayan kazı alanlarına da büyük zararlar vermektedirler. Gece yarısı arkeolojik alanları boş bulan defineciler kazı alanlarına girerek birçok tarihi eserin tahrip olmasına sebep olmaktadırlar. Yasa dışı defineciliğin tarihi ve kültürel çevre değerleri olan kültürel mirasın tahribatında çok büyük bir payı bulunmaktadır. Definecilerin zengin olabilme hayalleri Türkiye’nin tarihi ve kültürel çevresine onarılmaz zararlar vermekle birlikte, kültürel miras değerlerini de yok etmektedir.
Millet aç aç,doğru dürüst bi define kanunu çıkarmadılar bilerek nasıl olsa defineci bulur onlarda çöküp yerler,tarih kültür kimin umurunda..mongolizm zihniyeti bitmez bu ülkede