Sahte Mezarlar
Sahte oda mezarların tam bir tanımı yapmak için elimizde en fazla sayıda bu tip mezarın bulunduğu Kaklık’tan hareket etmek gereklidir. Kaklık’taki toplam dört mezara baktığımızda bunların dikdörtgen planlı, ancak duvarları küçük taşların birbiriyle çamur harcıyla tutturulmasıyla yapılmış bir taş sandık benzeri mezarın üzerinin olasılıkla ahşap bir örtüyle örtülmesi sonucu yapıldığı, mezarın tabanının sıkıştırılmış topraktan olduğu ve dikdörtgenin kısa kenarında bir geçiş yerinin bulunduğu saptaması yapılmaktadır. Kusura’daki ve Karataş Semayük’teki mezarlarda buna uymakta, ancak Karataş Semayük mezarının tabanının çakıltaşı döşeli oluşu ve üst kısmının irili ufaklı taşlarla doldurulmasıyla diğer mezarlardan ayrıldığı görülmektedir.
Sahte oda mezarı anlamanız için odanın taşlarla çevrilerek dikdörtgen görünüm verilmiş olması ve dikdörtgenin kısa kenarlarından birinde içeriye geçiş yeri bulunması, tabanı sıkıştırılmış toprak ya da çakıltaşı döşeli, üst kısmı ahşap kapatılarak veya kireçtaşı dolguyla bir yükselti yapılarak bir ev ya da oda görüntüsü verilmiş mezarlar sahte oda mezar sınıfına girer.
Biz defineciler sahte oda mezarlar incelendiğimizde aşağıda sonuçlara ulaştık.
Mezarlardan bazıları dorsal pozisyonda, başları doğuya gelecek şekilde yatırılmış iki iskeletin bulunduğu, diğerlerinin boş olduğu görülmekte ve tamamı dikdörtgen planlı bu mezarlardan batı kenarında bir geçiş bölümü saptanabilmekte ve hepsinin tabanının sıkıştırılmış toprakla döşeli olduğu ve üst yapılarının ahşap ile oluşturulduğu fark ettik. Bütün bu kanıtlardan yola çıkarak bu mezarların neden sahte olduğunu bilmek güçtür. Bu nedenle bu mezarların çok az sayıda rastlanılmaları nedeniyle münferit olarak nitelenmeleri en doğrusu sayılabilir.
Bir başka sahte mezar araştırmada Neolitik Çağ’da hiçbir yerleşimde bu türden bir ölü gömme anlayışıyla karşılaşılmazken, Kalkolitik Çağda sadece Domuztepe’de intramural bir tholos mezarın varlığı saptanabilmiştir. Erken Tunç Çağı’nda ise Anadolu’nun diğer yerlerinde sahte oda mezara rastlanılmamakla birlikte ‘oda mezar’lara rastlanılıyor olması dikkat çekicidir.
Başta Alacahöyük olmak üzere, Horoztepe, Arslantepe, Hayaz Höyük, Gedikli Karahöyük, Tilmen Höyük ve Titriş’te oda ya da Hayaz Höyük’te olduğu gibi yer altı oda mezarı olarak adlandırılan mezarlar bulunmaktadır.
Bu mezarların tarihlenmesine bakıldığında ise Gedikli Karahöyük, Tilmen Höyük, Hayaz Höyük, Alacahöyük ve Horoztepe’deki mezarların sonu ya da bir başka deyişle Batı Anadolu’da ortaya çıkarılan sahte oda mezarlarla tarihsel bir koşutluğunun olması dikkat çekicidir. Arslantepe, ve Titriş ise ETÇ I ve II dönemlerine tarihlenmektedir. Görüldüğü gibi Batı Anadolu’daki sahte oda mezarların benzerlerine daha farklı dönemlerde ve bölgelerde rastlanılmamaktadır, ancak oda mezar olarak bilinen ölü gömme geleneğinin Karadeniz Bölgesi, Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da uygulandığı saptaması yapılabilmektedir. Ancak bu benzerliğin anlamlı mı olduğu sorusu şimdilik kaydıyla yanıtlanacak gibi gözükmemektedir. Bu nedenle Batı Anadolu’da Erken Tunç Çağı’nda rastlanılan sahte oda mezarları yerel bir uygulama biçimi olarak kabul etmek şu andaki kanıtlar ışığında yerinde sayılabilir.
Kardeş ben kirşehirden eski yunan tümülüsü tünelle merkeze gidildi 25m merkezde oda yok merkezin altına inildi 1m kum 50cm küllü kil sonra1m kum çakıl 50cm kil sonra1m kum 1m çok sert beyaz kil bu katları inmeye devam edeyimmi? Lütfen uzman bir arkadaşımız yardımcı olursa sevinirim. Hissede veririm….