Vezir Tepe ve Emin Ağa Değirmeni

Vezir Tepe ve Emin Ağa Değirmeni

Vezir tepenin tam zirvesinde 12 adım uzunluğunda bir mezar olup bu mezarın ahali taş kaldırım döşelidir. Vezir tepenin eteğinde 2 dönüm araziyi kaplayan bir göl vardır bu gölün 2 adı olup biri sazlı göl diğeri katır boğan gölüdür bu gölün ortasında siyah bir taşın üzerinde karşılıklı şekilde 2 güvercin resmi vardır bu gölün ufak bir ayağı aksu deresi ve yahut harami dere ile birleşmektedir bu suyun birleştiği mevkide aynı yerde aynı mevkide etrafı ana kayadan oyma bir su değirmeni vardır değirmenin su arkının solunda 9 basamak mevcuttur değirmenin içine 3 merdivenle inilir ayrıca değirmenin tam karşısında ufak bir mağara olup mağaranın karşısında ise kesme bir yol mevcuttur bu mevkide sarıgöl veyahutta katırboğan gölünün suyunun birleştiği harami derenin üst tarafında daha 3 değirmen vardır bu mevkii sarı meşeliktir bütün bunlar vezir tepenin batı yönündedir.

Vezir tepenin yayan olarak 2 saat yukarısında erikli yurt yaylası ile batı kuzeyinde kirazlı yayla bulunmaktadır demek oluyorki vezir tepe bu iki yayla arasında kalmaktadır KAZANDERE yakınlarında ve çevresinde Bizanslardan kalma manastır enkazı bulunmaktadır. Bu manastırın sağ tarafındaki mağaradan kolaylıkla kazan dere görülmektedir. Bu manastır vezir tepe kalesinin çevresindedir bu çevrede kazan deresinden sonra pabuç dereside vardır. Papuç derede eski küçük bir köprü vardır. Vezir tepenin poyrazında sarı gölün gündoğusunda kayalıkta bir yeniçeri askeri yaptık tırmanır şekildedir. Aşağısında bir yılan askere saldırır vaziyette resimledik ufak bir emaneti matarasında buluruz. Ana para ise yılanın kuyruk ucundadır. Vezir tepeden yukarılara doğru muntazam oldukça düz bir kirazlık mevkii vardır. Bu yaylada kabartma olarak boynunda çanı ile beraber tek öküz resmini görürüz.

Vezir Tepe Etekleri

Vezir tepenin eteklerine gelirsek bir iki dönüm iriliğinde katır boğan gölünü görürüz bu adı almasının sebebi ise bizce gölün kayalık olması ve içine giren katırların dışarı çıkamamasındandır katır boğan gölünün ortasından odağa iki adamım tarafından belli bir meblağı yerleştirerek üzerine siyah ve büyükçe bir taş kapattık bu taşın üzerinde iki güvercin resmi vardır ileri harekatta vezir tepenin poyrazından ve katır boğan gölünün doğusunda on beş gün kadar konakladık askerin tırmandığı yere ulaşan olursa dikili bir taşın altından ufak bir çömlek elde edebilir bu taşta bir yılan resmi vardır yılanın ağzı askerin cihetine yönelik olup kuyruğu hafif kıvrıktır tepeyi dolaşırsanız oniki adım uzunluğunda vezir mezarı adı verilen ve çakıl taşları ile çevrilmiş bir emanet yerimiz mevcuttur derinliği fevkalade fazladır kati suretle derin kazmadan terk etmeyin yoksa pişman olursunuz vezir tepenin eteklerinde pek çok nişanlarımız mevcut olup sahte ve oyalayıcıdır günlerce hatta aylarca bunların manasını çözemezsiniz daha sonra dağa doğru at sürdük baktık ki katır boğan gölünün boyu harami deresine kavuşuyor derhal dereyi izlemeye koyulduk.

Çok eski bir mahalde rum ahalisinden kalma aynı su arkı ile dönen üç adet değirmen gördük bunları sabit mevki olarak kalması için günlüğümüze kayıt düştüm epey bir mesafeyi kat ettikten sonra meşenin güzel ve iyi cinsten oluşan sırtta bir ormanlık mevkie ulaştık aşağı doğru indik sarı meşeliğin arkasına doğru ilerledik burada iki öküzü gördük uzaktan baktığında haçlı taş olup yanına vardığında bir çift öküzdür biri beyaz biri gök rengi olup araları üç adımdır konumları kıç kıça yatar durumdadır biz burada yaşlı ve çok eski bir meşeyi devirerek yaktık kömür haline getirdik ve bu yere döşedik üzerine yirmi bir kişi beş saat samanlı toprak çektik petrov beyaz öküzü arkasına alarak baktığı yöne sert adımlarla elli bir adım yürüdü pavser ve reçko burasını kırdılar üç yüz kilo gelen kazanı on iki kişi zorla sarkıtarak topyekun buraya koyduk molozlarla taşlarla kapatarak örttük daha sonra büyükçe bir taş koyduk bu taşta bir kız resmi bir tutam samanı öküze uzatır şekildedir sabahleyin çadırımdan dışarı baktığımda güneşi prıl prıl seyrettim o zaman aklıma vezir tepenin batısında olduğumuz geldi derhal kaydıma not aldım.

Devamı, Emin Ağa Değirmeni

Ertesi gün öğlen üzeri haramiler deresi civarına tetkik için bazı sadık adamlarımı tedor ve şair dahil olmak üzere yedi kişi gönderdim biz o sırada bir yerli taşı oymaya başladık ikindi vakti tedor geldi ileride ufak ve sarı bir gölcüğün bir ayağının haramiler deresine karıştığını anlattı derhal bir kağnı arabası hazırlattım içersine 850 okka altın paralar bulunan nevaleyi yükledim yanıma seksen kişi alarak atlara atladık sarı göle geldik geldikten sonra bu gölün ayağından başlıyarak horasanla döşenmiş yolu bulursunuz içini doldurarak horasanla sıvadık yalnız bir tanesinde oyuk işareti olup civardadır aradan üç gün iki gece geçti o akşam yerli ana kaya soldan büyük taşlardan yapılmış dokuz basamağı olan birinci basamağı çatlak olan ve henüz bitirilmemiş bu değirmen içine düz girilir üç basamağı vardır yerle birdir domuzluk ayağının içinde sağ duvarına bakarsanız dokuz civcivli tavuk resmini görürsünüz ufak yavru anasının üzerine çıkmış bir yılan onlara saldırır vaziyettedir tavuk üzerindeki yavru doldurmadır içinde tek bir Bizans altını vardır değirmen suyunun sağına gelen tarafta def ile ayı oynatan bir ayıcı ile ayı resimleri tarafımızdan fevkalade güzel çizilmiştir talimatım şu şekildedir ayıcının 2 3 adım karşısında bir bakır meblağ mevcut olup üzerinde gri renkte bir taş kapalıdır dikkat edilecek nokta bu taşta ayağının resmi vardır değirmenin önünde bir binek taşı olup kazılırsa emanete ulaşılır ön tarafından fundalık içerisinde yarık bir kaya içerisine bakmayı ihmal etmeyin reçko binek taşına çıktı reis dedi karşıda bir mağara var gel gör bu mağara küçük olup Romalı kaşiflerden kalmadır mağaranın kapısının yanında kesme bir yol vardır kapısının genişliği ise iki adamın yüksüz geçebileceği genişliktedir içerisinde ufak bir çocuk bir çift öküzü yedeğinden çeker vaziyette bu mağaradan baktığımızda değirmeni ve havalini yüksekten görürüz işte bu mevkie emin ağanın ismini vaaz ettik ama emanetlerin yerini emin ağa dahi bilmez.

Vezir Tepeye Dönüş

Vezir tepeye tekrar döndük daha yukarılara doğru gür bir kirazlık mevkie geldik dümdüz muntazam bir yayla adını kirazlı yayla koyduk bu yaylada bir öküz resmi kabartma olarak mevcuttur boynundaki çanda otuz üç adet sarı lira vardır kırın alın bu yayladan iki saat mesafede erikli bir yaylaya geldik burada beş gün konakladık pek çok işaretler yaptık bu işaretlerimiz davul yarım ay tavuk öküz kız yılan ayı avcı ayıcı domuz tavşan kartal çakal sansar porsuk terazi kantar insan heykelidir heykeli kırarsan içinden elli adet sarı lira mevcuttur erikli yaylaya yakın bir koru vardır ağaçları top top kümelenmiş oldukça beğendim çokta hoşuma gitmesi sebebi ile adını top koru şeklinde vaaz ettim reçko ve üç heykel taraşım olan ustalarım sert bir taştan oyarak gayet muntazam güzel ve o kadarda fevkalade hamile kadın heykelini yapmış bulunduk bu kadının en uygun elini müsait görmemizden dolayı üç yüz seksen Bulgar altınını eline koyduk çocuk vardır bu çocuğu kıç tarafından delerseniz eğer hem zorluk çekmez hemde zor işçilik neticesinde yapılmış olan bu sanat şaheserine bir zarar vermemiş olursunuz.

Devamı, Harami Dere

Top korunun ucundan dönerek tekrar haramiler deresine ulaştık bu derenin sağ ve sol cenaplarında oldukça emin ve ağır adımlarla ilerledik haramiler deresinin yukarı kısımlarında dere iki kola ayrılır sağ kolu şeytan dere ismini alır bizde şeytan deresini takip ettik yolda bir ara durduk derenin karşı yamacı oldukça kayalık ve engebelidir adamlarımı bir araya toplayarak üç guruba ayırdım ana taşa üç yerde oyuklar açmaları için gereken talimatları verdim biz bu işlerle meşgul olurken dedonun ondört kişilik gurubu oldukça yüklü bir şekilde yanımıza çıka geldiler işte o zaman bu değirmenleri oldukları yerde bıraktık.

Değirmen ile dere arasında sofra kaya adı verilen ve üstüne yontma taşlardan merdivenlerle çıkılan üç basamaklı sofra kayamız vardır sofra kayamızda yarım kalan ekmek dilimi iki tabak bir buçuk balık yedi çatal yedi kaşık ve bir bardakla üç bakladan oluşan zincirli bir Çerkez bıçağı resimleri tarafımızdan yapılmıştır dedonun gönderdiği emanetler bir mahzene konularak kapatıldı işte zincirimizin yönü bu tarafa bakar zincirin döküldüğü yerden kayanın dibinden sekiz adım sayar 8çarpı 8 metre kazarsak önce yedi adet paslı kaşık ve yedi adet çatal buluruz kaşıklardan birisi bizzat tarafımızdan yedi yerin parasını ihtiva eden deri harita ile sarılıdır bu haritayı elde etmeniz halinde paralarımızın yerlerini kendiliğinden ortaya çıkarmiş olursunuz haritamızın sarılmış olduğu kaşık benim kaşığım olup hakiki gümüştür kaşığın sapını güneşte üç ay bekletmeden sakın açmayın yoksa harita zayi olur bir işe yaramaz.

Kazan Dere

Ondan sonra sofra kayanın doğusuna gelen ilk tepeyi aştık ve kazan dereye hasıl olduk burada konakladık geceli gündüzlü tam yirmisekiz gün çalıştık ana taşı muntazam oyarak yedi bin okka çeken altın ve gömüşü birleşik hazinemi içerisine boca ettik o an bana ihanet etmek isteyen sekiz kişilik adamlarımı petrov ve slançevin yardımı ile yakaladık bu kahbeleri burada idam edip silahları ile birlikte malın üzerine atarak hazineler ile birlikte gömdük sonra toplanan irili ufaklı taşlardan burasını kapattık hafif yarım dönerek sırtımızı değirmene verdim değirmenin domuzluğundan dökülen suların bulunduğu yere tek bir bizans altını koyarak bir avuç horasanı üzerine yapıştırdım panov bunu işleyerek domuz resmi haline soktu ve kurumaya terk ettik.

Değirmenin biraz uzağında ise tahminen beş arşın yükseklikten dökülen bir şelale vardır altında gölcük taslık etmektedir şelalenin gölcüğünün suyunu üstten kestirdim o an için elde kalan son meblağı içine döktük üzerini taşlarla molozlarla ve kara toprakla örterek bir kat horasan çektik demir bir kazığı halka ile beraber çaktık önündeki engeli kaldırdık su bütün haşmeti ile tekrar dökülmeye başladı suyun sıçradığı yere oturarak tam karşı kayaya slançev işaret koydu bir tek mahmudiye otuz cm uzunluğunda dik bir istavroz nişanı buradadır bu putun yanına gelen taraftan yukarı oturak taşına oturmak sureti ile başımızı hafifçe kaldıracak olursak bir mağara görürüz mağara bizanslardan kalmadır tekrar oturak taşımızın yanına gelerek oturup düşünmeye başladım düşünürken şahlelerin üst tarafında iri bir balık resmi olduğunu gördüm balık mağaranın işareti idi anında olayı çözmüştüm gerekli aramayı yapmak ve bu kahrolası mağarayı keşfetmek için tüm adamlarımı bir araya toplayarak lüzumlu olan talimatı verdim.

Devamı, Mağara

Uzun sürmedi ve panovun sevinç çığlıkları tüm balkandan duyulacak kadar gürdü netice ise tam arzuladığım gibiydi Bizanslardan kalma bu şaheser tarihi kral michael mağarasından tamı tamına atmış kazan dolusu envai çeşit ziynet yakut pırlanta ve altın irili ufaklı Bizans altınlarını çıkardık. Bütün adamlarımı bir sevinç aldıki görmeye değerdi. Son derece büyük bir kutlama için gerekli hazırlıkların başlamasını emrettim o anda hem balık tutuyor hem içiyor hemde çılgınca eğleniyorduk.

Gece yarısını çoktan geçmişti adamlarım dinlenmeliydi eğlencenin yeterli olduğunu herkesin yatıp dinlenmesi için emir verdim. Onlar yatmak için dağılırken bende bu arada değirmenin adını vermiştim arkacık veya dağarcık değirmeni yalnız bu değirmenin adının arkacık yada dağarcık değirmeni olduğunu benden başka bilen yoktur adamlarım burasını kazan dere değirmeni olarak bilirler bu değirmen sahte olup Anadolu yarım adası içerisinde olan diğer altı değirmen aynı adı taşımak la beraber sahtedir boştur son derece oyalayıcıdır.

Ertesi sabah şafakla beraber yola koyulduk bir ara gurubun en önüne gelerek geriye döndüğüm zaman üçyüz atlı süvari gurubunun üzerimize doğru at sürdüklerini farkettim değirmenin üst tarafına dönerek patika yoldan hızla ileri sürdüm adamlarımda beni takip etmekten geri kalmadılar poyraz istikametine at sürerek kara orman mevkine geldik burada pusuya yattık ve kara orman mevki o denli bir çatışmaya sahne olduki üç yüz süvariyi hayvanlar gibi kesip biçtik kan oluk oluk aktı tabi bizimde aynı yerde altı adam kayıp verdiğimizi öğrendim ama böyle durumlar bu gibi yaşantı tarzında kaçınılmazdı pek çok ganimetin yanında aynı anda üç yüz at sahibide olmuştuk Sırp pazarlarında böyle yağız atlara oldukça çok Osmanlı altını verirlerdi muazzam büyük bir kayanın yarısını kırdırdım aynı kayaya tek bir istavroz vurdum adınıda hemen oracıkta alnı kesik kaya diye vaaz ettim.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ